Türkiye yüz elli senedir denetleniyor
1854 Osmanlı-Rus Kırım savaşında, Osmanlı, İngiliz ve Fransız donanması müttefik olarak Kırım'a asker çıkardılar. 1855'de Sivastopal zapt edildi. Paris Anlaşması ile savaşa son verildi ve savaş sonunda Fransa ile İngiltere bir taşla birkaç kuş vurmuşlardı. Öncelikle Rus donanması ve tersaneleri yok edilmişti. Rusya'nın Avrupa'daki ilerlemesi bir süre durdurulmuştu. Ruslar'la, Osmanlılar'ın düşmanlığı eskisinden daha fazla artarak devam edecekti. Bunlardan daha önemlisi Osmanlı devleti, İngiltere ve Fransa'nın para tuzağına düşmüş, yüz yıl sürecek bir borç ödeme planına girmişti.
İngiltere'nin Avrupa'daki imparatorlukları yok etme stratejisinin ilk kurbanı seçilen Türkler kendi sonlarını kendileri hazırlamışlardı. Avrupa'nın emperyalist oyunlarını öğrenememenin cezasını ağır ödeyeceklerdi. Türk aydınları devlet içinde tutunacak bir dal bulmada çok geç kalmışlardı. Kırım Harbi; Osmanlı devinin çöküşünü hazırlayan II. Viyana Kuşatması'ndan sonraki hataların en büyüğü idi.
Kırım Savaşı sonrası Türkler'e "borç prangası" takılmıştır. Avrupa ile bu borç süreci Düyun-u Umumiye adıyla 1854'den 1954'e kadar sürmüştür. Ancak Avrupa'nın yerini 1946 yılında Amerika Birleşik Devletleri almış, Düyun-u Umumiye koşulları hemen hemen aynı kalmakla beraber borç yönetiminin adı IMF (Uluslararası Para Fonu) olarak değişmiş ve devam etmektedir.
Askeri, ekonomik, politik, mali ve de hukuki her türlü oyunlar oynanarak borç prangası ayağımıza takılı olarak Türkiye yüz elli senedir yaşamına devam etmektedir. 1854 Kırım Savaşı'nın Osmanlı yönetimine bazı önemli katkıları olmuştur. Bu savaş dolayısıyla Batılı asker, politika, tıp, teknik uzmanlarla temaslar yapıldı. Ruslar'a karşı yüz yıllık bir süreçten sonra kazanılan savaş, Osmanlı'nın onuruna çok şey katmıştır. Ancak buna karşın borçlanmaya başlamayı kabullenmek yanında Osmanlı'nın sosyal yaşamındaki eksikleri ortaya çıkmıştır. 1856 İkinci Tanzimat Fermanı ile ıslahat hareketleri başladı. Kırım zaferinin getirdiği moral ve kolay borçlanma padişah ve etrafının Dolmabahçe Sarayı'nı ve diğer idari birimler içinde Çırağan Sarayı'nın yaptırılması Lale Devri'nde halkı isyan ettiren Sadabat köşklerini fazlası ile aşmıştı.
Islahat-ı Maliye Komisyonu
Kırım Savaşı bir taraftan devamlı dış borçların artmasına neden olmaktaydı. Aydınlar ve halktan ses seda çıkmıyordu. Ayağa takılan borç prangasının kuralları çalıştırılmaya başlamıştı. Düyun-u Umumiye idaresi 1881'de kurulmuş olmasına rağmen onun ilk nüvesi yirmi iki sene önce kurulmuştu. Maliye Bakanlığı bünyesinde dördü Türk, üç tanesi yabancı olmak üzere yedi üyeli "Islahat-ı Maliye Komisyonu" 1859 yılında ilk borçların verildiği en hızlı dönemde kurulmuştu. Bu komisyonun görevi, memleket maliyesini tetkik, vergilerin miktarını tespit, kamu masraflarını sınırlamaktı. Böylece IMF'nin bugünkü Türkiye masası kurulmuş oluyordu.
Batı, sömürge programını uygulamaya başlamıştı. Osmanlı Hazinesi'ne el konuldu ve Osmanlı Bankası 1863 yılında İngiliz ve Fransız sermayesi ile kuruldu. Böylece Osmanlı'ya verilecek borç ve ödemelerin kayıtlarını komisyonun denetim olanağı sağlanmış oluyordu. Bu banka Osmanlı Devleti'^nin Merkez Bankası konumunda idi.
Osmanlı tarihinde görülmemiş bir harcama başladı. Önce dört yüz yıllık Topkapı Sarayı'nın, imparatorluğun yönetimine yetmediği, ilave yapılarla kullanım olanağının zorlaştığı, gelen yabancı konukların, krallarının yaşadığı saraylarla karşılaştırılınca bir anda Topkapı Sarayı'nı gözden düşürüyordu. Topkapı Sarayı, 1853 yılına kadar imparatorluğun yönetim ve yaşam merkezi olarak kaldı. Yerini Dolmabahçe'ye devretmesi Abdülmecit'in Batı özentisinden başka bir şey değildi.
Sultan Abdülmecit, Boğaz'ı çok sevmişti. Dolmabahçe Sarayı'ndan sonra Beylerbeyi'nde de bir sarayın inşaasını başlattı, ancak ömrü bu sarayı görmeye yetmedi. İlerideki tarihlerde Abdülmecit yerine geçen kardeşi Abdülaziz, Dolmabahçe Sarayı'nın kaça mal olduğunu dönemin Maliye Bakanı'na sorduğunda ona verilen cevap 3500 kuruş olmuştur. Bu miktar 3,5 milyon kuruşun kağıt ve mürekkep parasıdır.
Osmanlı İmparatorluğu'na borç vermenin yarışına giren İngiltere ve Fransa verilen borçların sadece savaş harcamalarında kullanılmasının yerine getirilmesi için 1855 borç sözleşmesine İngiliz ve Fransız hükümet temsilcilerinden kurulu bu komisyonun kurulmasını ilave etmişlerdi. Verilen borçların Osmanlı devletinin modernleşme hareketlerinde kullanılmasına engel olunmuştu.